1:09:01
Bir süre sonra da pençelerinin az ötesine
koymaya basladim.
1:09:05
Ve... söyle, tamam mi?
1:09:08
Ete dogru siçramaya basladi. O siçrayinca
ben elimi hareket ettirebiliyordum.
1:09:13
- Elini kaldir, herkes görsün.
- Elimi söyle yaparak on, on bes santim
1:09:17
kaldirabiliyordum. Buna da alistiginda
artik uzun kayis kullanmaya basladim.
1:09:21
Su istiyorlar mi? Muhabbet kuslarinda
kafese su koyarlar.
1:09:25
Suyu öyle mi içiyorlar?
1:09:28
Sey, onun, yani iste bir banyosu var.
Sabah erkenden yikanir.
1:09:33
Onu ne zamanlar besliyorsun?
Günde kaç kez?
1:09:36
Baslarda, biraz sismanlasin diye,
üç, dört kez.
1:09:39
- Heyecan vericiymis gibi anlattin.
- Öyle.
1:09:41
En çok onu ilk kez
uçurdugumda heyecanlandim.
1:09:44
- Dinlemek istiyor musunuz?
- Evet, efendim.
1:09:46
Evet, Anlat.
1:09:48
Yaklasik bir haftadir uzun
ip kullaniyordum.
1:09:53
Ip 20, 30 metre uzunlugundaydi.
1:09:55
Kuslar böyle 20, 30 metre
gidebildiklerinde, kitapta öyle yaziyor,
1:09:59
serbest birakma zamani gelmis demektir.
1:10:03
Sey, ben...
1:10:06
Serbest birakmayi istedim, ama
yapamadim. Kaçar, bir sey olur diye.
1:10:11
Bu böyle dört, bes gün sürdü.
1:10:14
Kendime sürekli ''yarin onu
serbest birakacagim,'' diyordum.
1:10:17
Kendime çok kiziyordum.
Hep ''Onu yarin birakacagim,'' diyordum.
1:10:23
Her neyse, o gece, Cuma gecesiydi,
1:10:25
ona yemek vermedim. Ertesi
sabaha çok aciksin istedim.
1:10:29
O gece, Cuma gecesi yataga
yattigimda, gözüme uyku girmedi.
1:10:33
Kus için kaygilaniyordum,
uçar gider, bir sey olur diye.
1:10:38
Iste, sabah oldugunda kendi
kendime dedim ki
1:10:41
''Uçup giderse gider, yapacak
bir sey yoktur,''
1:10:44
Böylece firdöndüyü çikardim,
direge siçramasini sagladim.
1:10:47
Onu tutan hiçbir sey yoktu, istedigi gibi
uçabilirdi. Bir tek köprücük takiliydi.
1:10:52
''Uçmak zorunda,'' diye düsündüm.
''Zorla da olsa uçmali.''
1:10:55
Ama uçmadi. Öylece durdu. çok korktum.
1:10:58
Orada duruyordu, ben çayirlara dogru
yürüdüm, o da çevresine bakiniyordu,