2:09:17
	Bilmiyorum. Belki.
2:09:19
	Neyse, beni baðýþla ama...
2:09:23
	...sen sadece Allahýn salaðýsýn.
2:09:27
	Burada ne olup bittiði hakkýnda
en küçük bir fikrin yok.
2:09:34
	Porcupine'in kendini
neden astýðýný düþünüyorsun?
2:09:37
	Bölge'ye para kazanmak için geldi.
2:09:40
	Kardeþinin et doðrayýcýsýnda ölmesine
para için göz yumdu.
2:09:43
	Biliyorum.
Ama neden kendini astý?
2:09:47
	Neden buraya bir kez daha gelmedi,
para için deðil ama kardeþi için?
2:09:52
	Piþman olarak.
2:09:54
	Belki þey istedi... bilmiyorum.
Bir hafta sonra kendini astý.
2:09:59
	Çünkü burada hiçbir dileðin
gerçekleþmediðini fark etti.
2:10:02
	Yalnýzca senin en derindeki
dileðinin gerçekleþtiðini...
2:10:13
	En yüksek sesinle haykýrdýðýn þey
gerçekleþmiyor burada.
2:10:23
	Senin doðanla, özünle,
hiçbir þey bilmiyor oluþunla...
2:10:26
	...uyum içinde olan gerçekleþiyor.
2:10:29
	Ama o burada, içinde;
tüm yaþamýn boyunca seni yöneten.
2:10:34
	Hiçbir þey anlamamýþsýn,
Leather Stocking.
2:10:36
	Porcupine'i öldüren
açgözlülük deðildi.
2:10:38
	Bu gölcükte sürükleniyor, kardeþini
geri vermesi için yalvarýyordu.
2:10:42
	Ama tek sahip olduðu paraydý
ve hiçbir þey alamadý.
2:10:48
	Çünkü Bölge, ona zaten
sahip olduðu þeyleri verdi...
2:10:51
	...Ama vicdan,
acý gibi þeyler, hep uydurma.
2:10:56
	O bunu farketti ve kendini astý.