The Rundown
Önceki.
göster.
yer.
sonraki.

1:06:02
ve insanalrýn arkalarýna
yaslanýp dinlenebileceklerini.

1:06:04
Bu Gato'yu insanlarýna götürürsen
bunlarýn olacaðýna mý inanýyorsun?

1:06:06
Hayýr Bay Beck. Ama satýþýndan gelecek
paranýn bunu yapmasýný bekliyorum.

1:06:10
Tohum alabilir, sulama yapabilir
ve kendi topraklarýmýzý iþleyebiliriz.

1:06:14
Hatcher'ýn madeninden kurtuluruz.
1:06:18
O heykel karaborsaya çýktýðýnda
sonsuza dek kaybolacak, biliyorsun.

1:06:22
Ahlak dersi için sence de
biraz geç deðil mi?

1:06:23
Ahlak dersi için sence de
kendin planlamýþken...

1:06:23
Özellikle de ayný þeyi yapmayý
kendin planlamýþken...

1:06:26
Ve o karaborsanýn yüzde onu
sana özgürlüðünü alacak...

1:06:30
bu yüzden yerinde olsam biraz
daha minnettar olurdum.

1:06:34
Ya sana onu bir müzeye
vereceðimi söyleseydim...

1:06:38
Bütün dünyanýn onun deðerini
anlayabilmesi için...

1:06:40
Bana istediðin her þeyi
söyleyebilirsin Travis.

1:06:43
Ama seni tanýyorum.
1:06:50
Onu eve götürdükten sonra,
ne yapacaksýnýz Bay Beck?

1:06:53
Bir restoran açacaðým.
-Evet, mutfakta da müthiþ!

1:06:57
On, onbeþ masa!
Sade bir yer olacak.

1:07:00
Ýtalyan yemekleri, Güney Ýtalya.
1:07:24
Nasýl...
1:07:29
Þeyi nasýl yazýyorsunuz...
1:07:34
labo...
1:07:37
Con Labos!
Oyunlu!

1:07:41
Endiþelenmeyin dört beþ saat
sonra, hiçbir þeyiniz kalmayacak.

1:07:48
Ateþ hayvanlarý sabaha kadar
uzak tutar.

1:07:54
Üzgünüm! Ama para
insanlarý deðiþtiriyor.

1:07:59
Onu sen buldun Travis!
Týpký söylediðin gibi.


Önceki.
sonraki.