Pulp Fiction
Önceki.
göster.
yer.
sonraki.

:07:05
- Þu esrar kahvelerini bir daha anlatsana.
- Ne bilmek istiyorsun?

:07:09
- Mal serbest mi satýlýyor?
- Yüzde yüz deðil.

:07:12
Bir restoranda esrar içmen
mümkün deðil.

:07:17
Kastettiðim, evinde veya belli
yerlerde serbest.

:07:20
- Yani esrar kahvelerinde?
- Evet, öyle.

:07:23
Malý almak ve bulundurmak serbest.
:07:25
Ve kahvenin sahibi olarak
malýný serbestçe satabilirsin.

:07:29
Sen de üzerinde taþýyabilirsin,
ama bu önemli birþey deðil.

:07:33
Amsterdam'da polisin
insanýn üzerini arama yetkisi yok.

:07:38
- Amsterdam'daki polis bunu yapamaz.
- Amanýn ben gidiyom.

:07:42
O zaman oraya gitmeliyim.
Burada ne arýyorum hala?

:07:44
Biliyorum oðlum, görsen daðýlýrsýn.
:07:47
- Biliyor musun Avrupa'da
en çarpýcý olan ne?
- Ne?

:07:50
Aslýnda herþey bizdeki gibi,
ama küçük bir fark var,

:07:54
- Ama sadece orada,
çok az farklý.
- Ne mesela?

:07:58
Amsterdam'da sinemada bira satýn alýyorsun.
:08:01
Ucuz kaðýt bardakta deðil,
cam bardakta.

:08:05
Paris"de Mac Donalds'da bira satýlýyor.
Peki,

:08:08
peynirli Quarterpounder'e
ne diyorlar biliyor musun?

:08:12
Peynirli Quarterpounder deðil mi?
:08:14
Hayýr onlarýn ölçü birimi farklý.
Quarter-Pounder'ýn ne bok olduðunu
anlayamazlar.

:08:17
- Ne diyorlar?
- Peynirli Royal.

:08:21
- Peynirli Royal mý?
- Bu doðru.

:08:23
Big Mac'a ne diyorlar?
:08:25
Big Mac, Big Mac'tir
ama onlar Le Big Mac diyorlar.

:08:28
Le Big Mac. Zuhahaha!!!
:08:31
- Peki Whopper"e ne diyorlar?
- Burger King"e gitmedim.

:08:35
- Hollanda"da patates kýzartmasýna
ne koyuyorlar biliyor musun?
- Ne?

:08:39
- Mayonez.
- Ýðrenç!

:08:42
- Kendi gözlerimle gördüm.
Patatesler içinde yüzüyorlar.
- Hadi len.

:08:49
Böyle bir iþ için
tüfek almamýz gerekirdi.

:08:55
- Kaç kiþi var yukarda?
- Üç ya da dört.

:08:58
- Bizim adamla birlikte mi?
- Emin deðilim.


Önceki.
sonraki.