Antwone Fisher
prev.
play.
mark.
next.

1:51:03
Bunu duyduðuma sevindim.
1:51:14
Ne haber evlat?
1:51:15
Harikayým efendim.
1:51:16
Pekala. Ýyi.
Ýyi, iyi.

1:51:17
Seni görmek çok iyi.
1:51:18
Eee?
1:51:20
Öðütlerinizi dinledim.
1:51:21
Ailemi ve annemi buldum.
1:51:25
Güzel.
1:51:26
Evet.
1:51:27
Eee?
1:51:28
Yüreðimde onu baðýþlýyorum...
1:51:30
ama onu tekrar görmeseydim...
1:51:33
Anlýyorum.
1:51:35
Annen hakkýnda böyle
hissetmen tuhaf--

1:51:38
ama ben hissettim bunu--
1:51:40
ve haklý olduðunu
söylemeyi sana borç bilirim.

1:51:42
Bunu bana mý borçlusun?
1:51:43
Evet efendim.
1:51:44
Onu bulmam gerekiyordu.
1:51:45
Evet.
1:51:49
eðer haklýysam
bu bütün yanlýþ sebeplerden dolayýdýr.

1:51:52
Efendim.
1:51:54
Bu sizin ve benim
aramda kalýyor, tamam mý?

1:51:56
Evet, efendim.
1:51:58
Karým ve ben bir
sürü çocuk yapacaktýk...

1:52:01
hiç çocuk sahibi
olamayacaðýmýzý
öðrendiðimiz zaman.

1:52:03
Bu onu þok etti.
1:52:05
Yine de, onun için
ne yapacaðýmý biliyordum.

1:52:07
Tedavi olmak istedi.
1:52:09
Eminim ki tedavi oldu.
1:52:10
Beni eðiten en iyi Psikiyatrist.
1:52:13
Ama--iyi biri
güçlü biri--

1:52:16
Ayný zamanda iþ için dýþardaydým.
1:52:22
Çok kurnaz, çok sessiz.
Bu benim küçük sýrrýmdý.

1:52:27
Bir gün, genç bir
adam ofisime ve hayatýma
girene...

1:52:32
ve o küçük sýrrý yüzüme
söyleyene kadardý.

1:52:36
Ve o mümkün olacaðýný asla
düþünmediðim üstün olduðu bir
yönden beni utandýrdý.

1:52:43
Senin yüzünden Antwone,
ben þimdi daha iyi bir doktorum--

1:52:47
ve daha iyi bir koca
olmayý öðreniyorum.

1:52:52
Bana hiçbirþey
borçlu deðilsin.
Ben sana borçluyum.

1:52:56
Sen þampiyonsun, evlat.
1:52:57
Sana çatan
herkesi dövdün.


prev.
next.