The Matrix Reloaded
prev.
play.
mark.
next.

1:04:06
Ve efsanevi Morpheus.
1:04:10
Ve tabii Trinity.
1:04:13
Hakkýnýzda çok þey duydum.
Beni onurlandýrdýnýz.

1:04:15
Lütfen oturun. Bize katýlýn.
Bu eþim, Persephone.

1:04:19
Yiyecek birþeyler ister misiniz? Ýçki?
1:04:22
Tabii buradaki çok þey gibi bunlarda kurmaca.
1:04:28
- Hayýr, teþekkürler. - Evet
elbette. Kimin vakti var ki?

1:04:32
Kimin vakti var? Ama diðer taraftan...
1:04:34
Hiç vakit ayýrmazsak nasýl vaktimiz olabilir ki?
1:04:44
Fransýz þarabýna bayýlýyorum.
1:04:48
Her dili denedim. En sevdiðim
Fransýzca. Muhteþem bir dil.

1:04:52
Özellikle küfretmek için.
1:04:59
Ýnsanýn kýçýný ipekle silmesi gibi. Bayýlýyorum.
1:05:04
Neden burada olduðumuzu biliyorsun.
1:05:07
Ben bir bilgi akýþýyým.
Bulabildiðim herþeyi öðrenirim.

1:05:13
Sorun þu
1:05:16
Siz neden burada olduðunuzu
biliyor musunuz?

1:05:19
çilingir'i arýyoruz.
1:05:22
Oh, evet. Bu doðru. çilingir, elbette.
1:05:27
Ama bu bir sebep deðil. Bu bir neden deðil.
1:05:30
çilingir'in kendisi çok tehlikeli
bir yöntemdir, bir insan deðil.

1:05:34
Dolayýsýyla onu aramak demek birþey için
yöntem aramak demektir. Ne yapmak için?

1:05:41
Bu sorunun cevabýný biliyorsun.
1:05:43
Ama siz biliyor musunuz? bildiðinizi
düþünüyorsunuz ama Bilmiyorsunuz.

1:05:48
Buradasýnýz çünkü buraya yollandýnýz. Buraya
gelmeniz söylendi ve siz de buna uydunuz.

1:05:56
Elbette, herþey böyle olur.
1:05:58
birtek sabit vardýr. Tek evrensel gerçek.

prev.
next.