:09:01
Franklin, merak etme.
Kendi gözlerimle gördüm.
:09:04
Bana açýlmýþ gibi görünmedi.
:09:10
- Bu da ne?
- Bu koku?
:09:15
Bu koku da neyin nesi?
:09:17
Kapa þu camý.
:09:23
Hey. Orasý eski mezbaha.
Büyükbabanýn sýðýrlarýný sattýðý yer!
:09:29
Fortworth'un dýþýnda, böyle bir yerde....
:09:33
...çalýþan bir amcamýz var.
Þuradaki binalarý görüyor musun?
:09:36
Ýþte onlarý öldürdükleri yer orasý.
Kafalarýný kocaman bir balyozla eziyorlar!
:09:40
- Bu korkunç.
- Bu genellikle ilk seferde öldürmez.
:09:59
Baðýrmaya, ciyaklamaya falan baþlarlar.
:10:01
Onlarýn da gelip iki
üç kez daha vurmalarý gerekir.
:10:03
Hatta bazen bu bile öldürmeye yetmez,
tam olarak ölmeden derisini yüzmeye baþlarlar.
:10:08
Bu korkunç!
Ýnsanlar hayvanlarý yemek için öldürmemeli.
:10:11
Artýk öyle yapmýyorlar.
Artýk kafatasýna kurþun sýkýp, sonra da...
:10:15
...dýþarý çýkaran, kocaman bir
hava tabancasý kullanýyorlar.
:10:20
Franklin, ben et seviyorum,
lütfen deðiþtir þu konuyu.
:10:24
Bu korkunç, hala devam ediyor.
:10:29
Oh, dostum! Burasý çok sýcak.
:10:37
- Otostopçu.
- Sizce almalý mýyýz?
:10:40
Tabii adamým, al onu.
Orada boðulup gidecek.
:10:43
- Neye benziyor?
- Piç kurusu ayný mezbaha gibi kokuyordur.
:10:45
Rahat býrakýn onu.
:10:47
- Franklin'in yanýna oturabilir.
- Ne yapmak istiyorsun?
:10:50
- Çok garip görünüyor. Hayýr.