:07:12
Hapishaneye çek.
:07:18
Hapishanede yemek çok önemli bir þeydi.
:07:21
Ýlk önce makarna,
sonra da et ya da balýk yiyorduk.
:07:24
Yemeði Paulie hazýrlýyordu.
Mahkemeye hakaretten bir yýl yemiþti.
:07:27
Sarmýsak doðramak için
müthiþ bir yöntemi vardý.
:07:30
Ustura kullanýyordu
ve o kadar ince doðruyordu ki...
:07:33
tavada zeytinyaðla eriyordu sarmýsaklar.
:07:36
Çok iyi bir yöntemdi.
:07:38
Domates sosuyla Vinnie ilgileniyordu.
:07:41
Kokuya bakýn.
:07:43
Üççeþit et var: Dana, sýðýr ve domuz.
:07:47
Domuz mutlaka olmalý.
:07:50
Tadýný o verir.
:07:51
Bence çok fazla soðan koyuyordu,
ama yine de çok iyi bir sostu.
:07:55
Çok soðan koyma sosa.
:07:58
Çok koymadým Paul.
:08:00
-Sadece üç küçük soðan.
-Üç tane mi? Kaç domates koydun?
:08:05
-Ýki büyük kap.
-Üç soðana gerek yokmuþ.
:08:08
Eti Johnny Dio hazýrlýyordu.
:08:09
Izgaramýz yoktu, her þeyi tavada yapýyordu.
:08:12
Ortalýðý kokutuyordu,
bu da gardiyanlarý öldürüyordu...
:08:16
ama eti müthiþ yapýyordu.
:08:17
-Seninki nasýl olsun?
-Az piþmiþ.
:08:21
Az piþmiþ. Aristokrata bak.
:08:23
Hapishane deyince
aklýnýza birtakým þeyler gelir.
:08:27
Bütün þu eski filmlerdeki,
parmaklýklar arkasýnda sýra sýra adamlar.
:08:30
Bizim gibiler için öyle deðildi.
:08:33
Çok kötü deðildi. Ama cezasýný
Atlanta'da çeken Jimmy'yi özlüyordum.
:08:37
Ýki tane biftek ver.
:08:40
Kodesteki diðer herkes gerçekten ceza
çekiyordu. Birarada, domuz gibi yaþýyorlardý.
:08:45
Ama biz yalnýzdýk. Hücre bizimdi.
:08:48
O aþaðýlýk herifleri öyle bir benzettik ki
artýk tanýyamazsýnýz.
:08:51
Hak etmiþlerdi.
:08:52
Rüþvet almayan gardiyanlar bile
alanlarý ispiyonlayamazdý.
:08:56
Ýnsanlar kapýlarýný kilitlememeye alýþmýþtý.
:08:59
Bu kadar uzadýðý için üzgünüm.
Ama þu sýska gardiyan tam bir baþ belasý.