:35:02
Bu Üstteðmen JoAnne Galloway.
:35:05
- Sizinle tanýþmak þeref, Komutan.
- O þeref asýl bizimdir, efendim.
:35:08
Teðmen Sam Weinberg.
Bize yardýmcý olacak.
:35:10
- Efendim.
- Bu, benim yardýmcým Yarbay Markinson...
:35:12
...ve müfreze lideri Teðmen Kendrick.
:35:14
Bize katýlmalarýný istedim.
Oturun, lütfen.
:35:17
- Teðmen Kaffee.
- Yarbay Markinson.
:35:19
Bir keresinde babanýzla karþýlaþma
þerefine ulaþmýþtým.
:35:22
Gençtim.
Lisemde konuþma yapmýþtý.
:35:25
Lionel Kaffee?
:35:26
- Evet, efendim.
- Bilir misiniz?
:35:29
John, bu adamýn babasý bir keresinde
koru boynunda bir sürü düþman dökmüþtü.
:35:33
Jefferson v. Madison Kasaba Bölge Okulu.
:35:37
Oradaki halk siyah bir kýz
beyaz okuluna gidemez demiþti.
:35:41
Lionel Kaffee dedi ki,
"Pekâlâ, neler olacaðýný göreceðiz."
:35:45
Baban nasýl, Danny?
:35:47
Yedi yýl önce aramýzdan ayrýldý, efendim.
:35:51
Kendimi hiç bu kadar
aþaðýlýk hissetmemiþtim.
:35:54
Rica ederim, efendim.
:35:57
Senin için ne yapabiliriz, Danny?
:35:59
Pek fazla bir þey deðil, efendim.
:36:02
Bu oldukça fazla
formalite içeren bir iþ.
:36:06
Temyiz Mahkemesi Heyeti konuyla ilgisi
olan tüm tanýklarla görüþmemizde ýsrarcý.
:36:09
Temyiz Mahkemesi Heyeti
bu þekilde raðbet görebilir.
:36:13
John sizi alýp görmek istediðinizi gösterecek.
:36:16
Ondan sonra öðle yemeðine geçebiliriz.
:36:18
- Kulaða nasýl geliyor?
- Güzel, efendim.
- Teþekkür ederiz.
:36:29
O gün öðleden sonra adamlarýnýzla
bir görüþme yaptýðýnýzý anladým.
:36:31
- Evet, yaptým.
- Ne hakkýnda konuþtunuz?
:36:34
Adamlarýma aramýzda bir muhbirin
olduðunu söyledim...
:36:36
...ve intikam alma arzusunda olmalarýna raðmen
Er Santiago'ya hiçbir þekilde...
:36:39
...zarar verilmeyeceðini söyledim.
:36:42
- Görüþme saat kaçtaydý?
- 16:00.
:36:46
Saat dörtte yani.