The English Patient
Önceki.
göster.
yer.
sonraki.

:44:02
- Ha! Cenevre anlaþmasý!
:44:04
Hey, hadi!
Bunu yapamazsýn!

:44:08
- Buraya gel.
- Sana isimleri vereceðim.

:44:10
- Sen!
- Ýsimleri vereceðim!

:44:13
- Hadi!
- Hangi isimler dedin?

:44:16
Aaah! Aaah! Býrak düþüneyim!
Sadece býrak düþüneyim!

:44:20
Düþünemiyorum! Onlarý tanýyorum!
Lütfen, düþünmeme izin ver!

:44:23
Söz veriyorum!
Oh, lütfen, lütfen, hayýr!

:44:27
- Hangi ismi dedin? Onlarý tanýyorum!
- Hadi!

:44:29
- Hiç bir isim düþünemiyorum!
Ellerim deðil! Oh, sevgili Tanrým!
- Ne bekliyorsun?

:44:32
Tanrý aþkýna!
Tanrý aþkýna, hayýr!

:44:36
Söz veriyorum!
Oh, lütfen, ellerim olmaz!

:44:38
Hayýr! Tanrým!
Tanrým! Oh, sevgili Tanrým!

:44:42
- Lütfen beni kesme!
- Hadi!

:44:44
Aaah!
Hayýr!

:44:47
Lütfen kesme!
:44:50
Kesme!
:44:54
Parmaklarýmý alan adam mý?
:44:58
En sonunda onu buldum.
Onu öldürdüm.

:45:02
Resmimi çeken adam mý?
Onu da buldum.

:45:05
Bir yýlýmý aldý.
Öldü.

:45:09
Bir diðer adam Almanlara
casuslarýný Kahire'ye

:45:11
nasýl sokacaklarýný gösterdi.
:45:14
Onu arýyordum.
:45:17
Oraya ulaþamazsýn.
Bu imkansýz.

:45:20
Bell'in eski haritalarýna
tekrar bakýyordum.

:45:23
Vadinin içinden
bir yol bulabilirsek,

:45:25
doðrudan Kahire'nin içine
girebiliriz.

:45:28
- Bütün bu hattýn gerçekleþmesi mümkün.
- Perþembe günü,

:45:31
Bell'in haritalarýna güvenmiyorsun,
Bell aptal, Bell harita çizemez.

:45:33
Fakat Cuma günü,
birden yanýlmaz oldu.

:45:36
- Sefer haritalarý nerede?
- Odamda.

:45:39
O haritalar Majestelerinin
hükümetine aittir.

:45:42
Onlar baþkalarýnýn gözü önünde
ortalýkta býrakýlmamalýlar.

:45:45
Tanrý aþkýna
senin neyin var?

:45:47
Saf numarasý yapma!
Savaþýn baþlamak üzere olduðunu biliyorsun!

:45:58
Bu bu sabah geldi.

Önceki.
sonraki.