:08:01
Burasý ofisimin yolu üstünde.
:08:03
Talih gerçekten yüzüme gülmüþ.
:08:05
Siz, neler olduðunu görmek için
savaþ alanýna giden...
:08:07
birkaç gazeteciden birisiniz.
:08:10
Artýk deðil. Ayrýca, ben asla kendimi
bir gazeteci olarak düþünmedim.
:08:15
Ben yalnýzca bir muhabirim.
Hiç bir bakýþ açýsý sunmam.
:08:18
Hiç bir etkide bulunmam.
Hiç bir þeye karýþmam.
:08:20
Ben yalnýzca gördüðümü bildiririm.
:08:22
- Ama bir düþüncen olmalý.
- Bir düþünce bile bir etkileme þeklidir.
:08:26
Hala, takdir ettiðim...
:08:28
Pyle'in herþeye karþý bir açlýðý vardý.
Ona Vietnam'dan ve
:08:30
onun baðýmsýzlýk savaþýndan
söz edebilirdim.
:08:33
Fransýzlar savaþý neden
kaybediyorlardý?
:08:36
Ve neden komünistler kazanýyorlardý?
:08:39
Ondan sonra Phuong'u gördü.
:08:44
Bir ülkeyi korumak ile
bir kadýný korumanýn,
:08:47
Pyle için, nasýl ayný þey olabildiðini
anlayabilecektim.
:08:50
Komünizmi kontrol altýnda tutmalýydýk.
:08:53
Ne yapýlabilirdi,
ne yapýlmalýydý.
:08:55
Ne düþündüðü, neler okuduðu.
:08:57
O bana benim de fark yaratmak istediðim
:08:59
zamanlarým olduðunu anýmsattý.
:09:02
- Özgürlüðü bekleme umutlarý söndü mü?
- "Özgürlük" batýya özgü bir sözcüktür.
:09:05
Onu Vietnamlýlara nasýl tanýmlarsýn?
:09:07
Seçme özgürlüðü olarak.
:09:09
Pekala, onlara bunu ver,
oylarýný kullansýnlar ve
Ho Chi Minh'i seçsinler.
:09:13
Bazý þeyler göründüklerinden
daha karmaþýktýr.
:09:17
- O da neydi?
- Bir el bombasý.
:09:21
- Eksoz patlamasý gibi gelldi sesi.
- Burada bir hafta geçirince
aradaki farký anlarsýn
:09:24
Sizinle tanýþmak benim için
gerçek bir mutluluk oldu.
:09:26
- Belki bir akþam yemeði yiyebiliriz.
- Bunu dörtgözle bekleyeceðim.
:09:29
Harika.
:09:31
Günaydýn.
:09:36
Günaydýn, Hinh. Yeni bir þey var mý?
:09:39
Oh, yozlaþma, rüþvet, yalancýlýk...
:09:42
Yeni bir þey dedim.
:09:44
Komünistlerin, kuzeyde, Phat Diem'de
bir saldýrý...
:09:46
planladýklarýyla ilgili bir söylenti var.
:09:49
Senin baðlantýlarýndan birisinden mi?
:09:52
Evet, efendim.
:09:56
Ve bir telgraf.
:09:58
- Londra'daki Ofisten.
- Bay Stemins'den.