1:15:02
Senin paravanýnýn bir parçasý mýyým?
1:15:05
Yoksa senin bir istihbarat kaynaðýn mýyým?
1:15:08
Ya da gözün hep Phuong'da mýydý.
1:15:12
Sen ve Phuong?
Bunlarýn hiçbirisini planlamadým inan bana.
1:15:16
Eðer ikinizle de karþýlaþmamýþ olsaydým,
benim için iþler daha kolay olurdu.
1:15:19
- Ama karþýlaþtýn. Ve bize yalan söyledin.
- Sana ne söylememi istiyorsun?
1:15:25
Hiçbir þey yapmadýðýmý mý?
Hiç bir fikrim olmadýðýný mý?
1:15:31
Bunlarýn hiç birisinin olmasýný
istemediðini söyle bana.
1:15:34
Yalnýzca emirlere uyduðunu söyle bana.
1:15:37
Ya da þu meydanda olanlarý,
hiç bir þey yapmayan
1:15:41
ve hiç kimseyi incitmeyen þu
masum cocuklarý gördükten sonra,
1:15:43
bana çok þaþkýna döndüðünü ve
dehþete düþtüðünü söyle.
1:15:45
Bu olanlarýn ne kadar acýmasýzca ve
delice olduðunu söyle bana.
1:15:49
Bana Phuong'a olan aþkýnýn
nasýl bazý þüphelere neden olduðunu
1:15:52
Ama Phuong nedeniyle þimdi daha da
kararlý olduðunu söyle bana.
1:15:56
Þimdi Phuong'a bakalým. Güzelliði var.
Bir profesörün kýzý.
1:16:01
Dansçý kýz
Yaþlý bir Avrupalý adamýn metresi.
1:16:04
Bunlar bütün ülkeyi oldukça iyi tanýmlýyor.
1:16:06
Bak, Thomas, Vietnam'ý bütün bunlardan
kurtarmak için buradayýz.
1:16:10
Meydanda olanlar beni rahatsýz etti.
1:16:13
Ama uzun vadede, hayatlar kurtaracaðým.
1:16:18
Sensin, deðil mi?
1:16:21
Joe Tunney, Elçilikteki personel,
1:16:24
Bay Muoi, General Thé.
1:16:27
Onlarýn hepsi kahrolasý emirlerini
senden alýyorlar, Pyle.
1:16:32
Þu senin yanýndan ayýrmadýðýn kitapta,
York Harding üçüncü kuvvet hakkýnda
çocukça konuþuyor.
1:16:37
Sende bunun için gönderildin
ve bir tane kurdun..
1:16:41
Asýl büyük resmi gördüðünü
sanmýyorum, Thomas.
1:16:44
Hayýr, büyük resmi görmüyorum.
1:16:57
Þu þiiri bilir misin?
1:16:59
"Giderim caddeden aþaðý
deðildir hiç bir þey umurumda,"