City Hall
Önceki.
göster.
yer.
sonraki.

:41:03
Bu senin Menschkeit hý.
:41:05
Bu at pisliði.
Nereye koyabileceðini bilirsin.

:41:08
Belki de tarlalara yayarsýn.
:41:10
Dua edersek, belki
bir çiçek yetiþtirebiliriz.

:41:13
Yetiþti.
:41:15
Bu kargaþanýn içinden...
:41:19
...sen çýktýn.
:41:21
-Umurumda olan tek seçmen sen...
-Þu ''bahane'' hissine kapýlýyorum.

:41:24
-Sanki bahane arar gibisin.
-Hayýr, haydi. Bahane yok.

:41:28
Sadece sert bir duvara rastlayana dek
yuvarlanýp, gelmiþ bir politikacýyým.

:41:32
O duvar sendin.
:41:34
Ve sen bana...
:41:35
...kendi çocukluðumu hatýrlattýn.
:41:38
Genç, hýrslý, tuttuðunu
koparan, ama adaletli.

:41:42
Pazarlýk eden, ama hep namuslu
davalar için. Ýyi gidiyorsun.

:41:47
Kendi cebine para koymadan;
sadece mevkiini korumaya çalýþýyorsun.

:41:50
Senin gücün.
:41:52
Gücün olmadan insanlara
ne verebilirsin ki?

:41:54
Ama derinlerde bir yerlerde...
:41:58
...aþamayacaðýn bir çizgi
olduðunu biliyorsun.

:42:03
Ve yapýlan binlerce iþ...
:42:06
...ve büyük bir
anlaþma sonrasýnda...

:42:09
...çizgi ortadan kalkar.
:42:16
Benim de senin gibi
içimde ateþ vardý, Kevin.

:42:21
Ve tuhaf olaný da,
hala var olmasý.

:42:24
Beni hiç býrakmadý.
:42:28
Hayalim vardý...
:42:33
...ve gücüm vardý.
:42:38
Benden öncekilerden
birinin dediði gibi:

:42:43
''Central Park'ta serçe ölse
bile kendimi sorumlu tutarým.''

:42:49
Güzel söz. Ben de öyle hissediyorum.
:42:51
Bu hissi ta Washington'a kadar...
:42:55
...taþýyacaktým.

Önceki.
sonraki.